11 Haziran 2010 Cuma

Sınav Stresi İçin Öneriler Nelerdir?

Sınavlar hayatımızı etkileyen değiştiren unsurlardır. Adam olmanın yolu sınavlar geçiyor diyebiliriz. Uzun süre hazırlık dönemi yaşıyorsunuz ve sınav günü veya sınav öncesi yaşadığınız telaş sınav sonucunu olumsuz etkileyebilir. Bu duurmu azaltmak için ise size önerilerimiz olacak,

Bahçelievler Burç Koleji Rehberlik Öğretmeni Funda Toman, LYS sınavları öncesinde adayların en büyük düşmanı olan kaygı ve stres ile nasıl baş edileceğini dile getirdi. Toman adaylara ve ailelere son derece öenmli uyarılarda bulundu

Şimdiki tavrımız geleceği de etkileyecek…

Kaygı ve stresin, beyindeki protein zincirini kırdığını, okuduğunu anlama ve düşünceleri organize etmede zorluk yaşattığını anlatan Toman, kaygı ve stresin dikkatteki azalmanın da sebebi olduğunu belirtiyor.

Zihinsel süreçte, dikkatin sınavın içeriğine değil; sınavın kendisine ve bağlı olarak yaşananlara odaklandığını anlatan Toman, bu nedenle zihinsel becerilerin zayıfladığını ve bilgilerin hatırlanmasının engellendiğini ve nihayetinde de fiziksel rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini belirtiyor..


SINAV KAYGISI NASIL BAŞLAR

Sınav kaygısının altında yatan nedenlerin en temelinde ‘Sınava hazır değilim’ düşüncesinin yattığını söyleyen Toman “Bu bilgiler çok gereksiz ve saçma.Nerede ve ne zaman kullanacağım ki? Sınavlar niye yapılıyor, ne gerek var? Bu bilgiler gelecekte benim işime yaramaz, Sınava hazırlanmak için gerekli zamanım yok ki!” gibi düşüncelerin kaygının göstergeleri olduğunu söylüyor.

Toman, kaygıların yalnızca öğrenciden kaynaklanmadığını ailelerin sınava girecek adaylara karşı tutumlarının kaygı konusunda çok önemli etken olduğunu söylüyor.

Adayların “Ailem çok kızıyor ya kazanamazsam” “Bu sınavda daha iyi net yapmalısın” “Sınavdan önce ailem iyi ama sınavdan sonra değişiyorlar” gibi düşüncelerin hem sınav öncesinde başarıyı etkilediği, sınav sonrasında ise adayları bunalıma düşürdüğünü ve yanlış davranışlarda bulunmalarına neden olduğunu belirtiyor.

HER ŞEY DÜŞÜNCEDE BAŞLAR
Başarının sırrının yine adayların bizzat kendilerinde olduğunun altını çizen Toman; “Yapmam gereken nedir? Yapabildiğimin en iyisini nasıl yaparım” gibi soruları cevaplamanın ilk aşama olduğunu hatırlattı.
Ailelerin adaylara “Biz sana güveniyoruz” mesajını hissettirmesi gerektiğini söyleyen Toman; başarısız olan adayların da “Kazanamazsam ne olur? Hayatın alternatifleri nelerdir?” gibi sorulara sağlıklı cevaplar verdiklerinde, kaygının boyutlarını daha da düşürebileceklerini ve geleceğe güvenle bakabileceklerini ifade ediyor.

Toman, adayların “Bu sınav ölüm kalım meselesi değil, kazanamadım diye ağlayıp,üzülmemeliyim” gibi düşünce tarzlarının da başarıyı destekleyen düşünme biçimleri olduğunu ifade ediyor.

SINAVDAN ÖNCE

Çocuklarda kendine güveni baltalayan davranışların temelinde başkaları ile kıyaslanmak ve rekabetin olduğunu söyleyen Toman, “Kazanamazsam … olur” gibi felaket senaryolarının, başka alternatif olmadığını düşüncesinin ve başka adayların yaşadıkları vakıaların olumsuz etkilerini engellemek için adaya daha önceki başarılarının hatırlatılabileceğini belirtiyor.

Sınav öncesinde fiziksel aktivitelerin bedeni yormasının önüne geçilmesini ve aşırı spor, aşırı kas gücü kullanmanın özellikle sınav öncesinde aşırıya kaçılmasının zararlı olacağını vurgulanıyor.

Sınavdan bir gün önce erken kalkılmasına ve dışarıda hijyen ve sağlık şartlarından emin olunmayan yerlerde yemek yenilmemesine dikkat çeken Toman sıcağa ve terlemeye bağlı vücuttaki mineral kaybının baş ağrısı ve halsizliğe neden olabileceğini belirtiyor.

Maden suyu, mate çayı gibi içeceklerin tüketilmesini ve sınavdan önceki akşam yemeğinin hafif yenilmesini, yağlı kızartmalardan ve ağır tatlılardan uzak durulmasını söyleyen Toman sıvı tüketimi artırılmasını öneriyor.

Sınav sabahı kahvaltısının çok yüklü olmaması gerektiğini ve sınav esnasında yapay tatlılar yerine incir, kuru üzüm, kayısı gibi uzun süreli enerji veren yiyeceklerin tercih edilmesini öneren Toman sınavla ilgili de bazı tüyolar veriyor.

Adayın sınava en iyi bildiği alandan başlamasını ve yapabildiği sorularla başlamasının adayı motive edeceğini anlatan Toman, tüm soruları cevaplamak zorunda olmadıklarını ve sınavların tüm soruları cevaplanarak kazanılmadığını söylüyor. Toman tüm soruları cevaplamanın mevcut doğruların da boşa gitmesine neden olacağını söylüyor.

NEFES EGZERSİZİ

Yüksek kaygı ve ‘hızlı olma’ baskısından kurtulmak için nefes egzersizi öneren Toman “Bir bölümdeki çok zor soru ile kolay soru arasında puan farkı yoktur. ‘Seni mutlaka çözeceğim’ sendromunu yaşamamak için ilk denemede çözülemeyen sorunun atlanması gerektiğini söylüyor.

Zaman kontrolü için çok sık saate bakılmasının da yanlış olduğunu, sınavda dağılan dikkat için bölümler arasında 10 sn lik dinlenme aralarına giderilebileceğini öneriyor.

Akla ilk gelen cevabın genellikle doğru olduğunu ve çok emin olunamıyorsa değiştirebileceğini anlatan Tomani soru anlaşıldıktan sonra anlamsız cevaplar elenerek doğru şıkka ulaşmak gerektiğini belirtiyor.

Cevaplar teker teker işaretlenmek yerine zaman kazanmak veya biraz dinlenmek için gruplar halinde de aktarılabileceğini söyleyen Koman bu yolla kaydırma riskinin de azalacağını vurguluyor.

Soru dağılımı konusunda da tüyo veren Toman soruların “çok kolay, kolay, normal, zor, çok zor” şeklinde sıralandığını hatırlattı. Toman, soru cümlesi veya paragraftan çıkan ana bilgiyi boşluğa not etmenin önemli bir teknik olduğunu ve uzun sorunun zor soru olmadığını anlattı.

Cevaplanamayan sorunun tekrar tekrar okunmak yerine tekrar dönmek suretiyle geçilmesinin doğru olduğunu ve bir soruyu cevaplarken akla başka bir soru ile ilgili bir bilgi gelirse, başka bir kağıda kısaca not edilmesi gerektiğini söyleyen Toman, o sorunun cevabı düşünülerek vakit kaybedilmemesi gerektiği konusunda adayları uyarıyor.

Dikkatin dağılması ve konsantrasyonun bozulması yeniden kaygılanmaya neden olur” diyen Toman “Unutmayın bilgi ve çalışmak kadar moral, yapabileceğine inanmak ve motivasyon da kazanmak için olmazsa olmazlardandır” diyor.

SINAV SONRASI

“Sınav iyi veya kötü geçsin, sınavdan sonra çocuğumuzun kendisini ödüllendirmesine izin verilmeli; sevdiği bir şeyler alınmalı, hoşlandığı bir şeyler yapılmalı” diyen Toman, sınav netlerinin paylaşılmaması ve sorumluluğun da adaya bırakılmaması gerektiğinin altını çiziyor.

Netleri kontrol eden ve suçlayan anne-baba modelinin, sınava kadar iyi ama sonrasında asık suratlı ebeveynlere dönüştüğüne dikkat çeken Toman ailelere “ Sevginizin sebebi başarıya mı bağlı ?” diye soruyor.

Ailem bana destek mi köstek mi?”

Hiçbir sınavın çocuklarla olan ilişkiden ve ona verilen değerden daha önemli olmadığını söyleyen Toman ailelere “Sınav sonuçlarına verdiğimiz değer neyse çocuklarımızla olan yakınlığımız da aynı ölçüye geldi. Dış dünyanın mesaj ve baskıları baz alınarak çocuklarınıza olan davranışlarınızı hırsa dönüştürmeyin” uyarısında bulunuyor.

0 yorum: